İlaç molekülünün kan dolaşımı yoluyla hedef organ ve dokulara ulaşıp, farmakolojik etki edebilmesi için öncelikle verildikleri bölgelerden absorbe edilmeleri gerekmektedir
Absorpsiyon hızı
Birim zamanda absorbe edilen ilaç miktarı
Absorpsiyon hızını etkileyen faktörler
İlaç ile ilgili faktörler
Veriliş yolu ile ilgili faktörler
İlaç ile ilgili faktörler
Molekül Büyüklüğü
Lipofilite (Yağda çözünürlüğü)
Uygulanan farmasötik şeklin katı yada sıvı olması
İlacın yağda çözünürlüğü
Farmasötik formülasyonu
Uygulama yerindeki konsantrasyonu
İlaçların farmakolojik özellikleri
İyonizasyon derecesi
Veriliş yolu ile ilgili faktörler
Uygulama alanındaki kan akım hızı
Uygulama alanının genişliği ve geçirgenliği
Midenin boşalma süresi
Bağırsak motilitesi
Çok hızlı absorbe olan ilaçların toksik konsantrasyonlara ulaşma riski fazladır
Yavaş absorbe edilen ilaçlar ise etkili konsantrasyonlara ulaşamayabilirler
İlk geçişte eliminasyon (presistemik eliminasyon)
İlaçlar mide-bağırsak mukozası ve özellikle de karaciğer hücreleri içinden geçerlerken buralardaki enzimler tarafından metabolize edilebilirler ve inaktif metabolitlere dönüştürülüp safraya atılabilirler
Enterohepatik Sirkülasyon
Karaciğer hücreleri tarafından metabolize edilen ilaçların bir kısmı, safra içinde itrah edilir ve ince bağırsağa gelen ilaçlar yeniden emilip karaciğere tekrar gelerek yeniden sistemik dolaşıma geçerler
Biyoyararlanım
Uygulanan ilaç miktarının sistemik dolaşıma geçen oranını yüzde olarak belirtmek üzere kullanılırlar
Biyolojik membranlardan geçiş
Pasif difüzyon
Kolaylaştırılmış difüzyon
Aktif taşıma
Pinositoz
Reseptör aracılı endositoz
Reseptör
Hücrelerde belirli bir makromolekülün özel bir kısmını oluşturan ilaç veya endojen madde moleküllerini seçici olarak bağlayan noktadır
Taşınırlar
Taşıma konsantrasyon yokuşuna karşı gerçekleştiği için enerji (ATP) kullanılır
Pinositoz
1. Hücre içine taşınacak olan molekülün hücre membranının dış yüzeyine olan çukura yerleşmesi
2. Çukurun çevresindeki membran tarafından sarılması ile oluşan keseciğin (pinosinaptik vezikül) membrandan koparak içerisindeki madde ile birlikte sitoplazmaya girmesi
Pinositoz
Yüksek molekül ağırlıklı maddelerin hücre içine girmesinde rol oynar
Reseptör
Hücrelerde belirli bir makromolekülün özel bir kısmını oluşturan ilaç veya endojen madde moleküllerini seçici olarak bağlayan noktadır
Bir anahtarın kilide uyması gibi bir uyum söz konusudur
Reseptör aracılı endositoz
Hücre içine taşınacak olan molekülün, hücre membranı üzerinde bulunan özel çukurlarda kümelenmiş reseptörlere bağlanarak, bu reseptörler ile birlikte hücre içerisine girmesi
İlacın yağda çözünürlüğü
Genel kural olarak ilaç molekülleri ne kadar lipofilik (non-iyonize) durumda bulunurlarsa bağırsaklardan o kadar fazla absorbe olurlar
Midenin ilaç absorbsiyonuna katkısı yok denecek kadar azdır
Oral yolla alınan ilaçların suda çözünebilir tuz formlarına getirilmeleri ya da ilaç moleküllerinin partikül çapının azaltılması, ilacın dissolüsyonunu ve absorbsiyonunu arttırır
İlaçların başka moleküllerle kompleks oluşturmaları da absorbsiyon özelliklerini değiştirebilir
İlaçların dağılımı
Absorbe edilen ilaç molekülleri kan dolaşımına katılır ve plazmadan, zamanla dokularda hücreler arası (interstisyel) sıvı olmak üzere diğer vücut sıvılarına dağılırlar
Dağılım esas olarak pasif difüzyonla gerçekleşir
Dokular ve kan arasındaki ilaç konsantrasyon düzeyi bir dengeye kavuşuncaya kadar aralarındaki ilaç molekülü alışverişi devam eder
İlaçların dağıldığı fizyolojik sıvılar
Plazma
İnterstisyel sıvı kompartman
İnterselüler sıvı kompartman
Sanal dağılım hacmi
İlaçların plazmaya göre diğer vücut sıvılarında ne oranda dağıldıklarını gösteren ölçüt
Plazma proteinlerine bağlanma
Kanda dağılan ilaç molekülleri, plazma proteinlerine ilacın özelliğine göre değişen oranda ve geri dönüşebilir şekilde bağlanırlar
Proteinlere bağlanma lipofilik ilaçların kanda taşınması için gereklidir
İlaçların bağlanma özelliği olan başlıca plazma proteinleri Albümin (asidik) ve Α1-asid glikoproteinleridir (bazik)
Albümin
İlaçların önemli bir kısmını, özellikle asidik ilaçların yüksek oranda bağlandığı plazma proteinleridir
İlaçlar, albüminin üzerinde bulunan bağlanma yerleri için birbirleri ile yarışabilirler
Kronik karaciğer hastalıkları, kronik böbrek yetmezliği ve ciddi beslenme bozukluklarında kandaki albümin miktarı azalabilir (hipoalbüminemi) ya da ilaçların albümine bağlanma özelliği bozulabilir
α1-asid glikoprotein
Genellikle bazik ilaç molekülleri bağlanmaktadır
Plazma düzeyi kişiler arasında farklılık gösterebilir
Ciddi inflamatuvar hastalıklar, kanser, organ nakli ve myokard infarktüsü gibi çeşitli durumlarda plazma düzeyi artar
Plazmadaki total ilaç derişimi
Bağlı ilaç + Serbest ilaç fraksiyonu
Plazma proteinlerine bağlanmış halde bulunan ilaç molekülleri
Kandan dokulara geçemezler
İlacın yalnızca serbest fraksiyonu pasif difüzyon ile kapillerden çıkarak interstisyel sıvıya geçebilirler
İlacın etkinliğini belirleyen, plazmadaki total ilaç konsantrasyonu değil, ilacın serbest fraksiyonunun konsantrasyonudur
Bağlı olan kısım ilaç deposu olarak görev yapar
İlacın etkinliği, serbest ilaç fraksiyonunun konsantrasyonuna bağlıdır
İlacın dağılma hızı
Pasif difüzyona uygun lipofilik, non-iyonize ve küçük moleküllü ilaçların dağılım hızları yüksektir
Dokudan geçen kan akımının hızı arttıkça dağılım hızı da artar
İlacın kalp, akciğer, böbrekler, karaciğer gibi çok kanlanan organlara geçişi hızlı; yağ dokusu, cilt, kemikler ve iskelet kası gibi yavaş kanlananlara geçişi ise yavaş olur
İlacın dağılım hızı dokunun ekstraksiyon (ayrılma) kapasitesi ile ilişkilidir. Ekstraksiyon kapasitesi arttıkça dağılım hızı artar
Plazma proteinlerine bağlanma kandan dokulara geçişi azaltan etkendir
İyon tuzağı
Zayıf asit veya zayıf baz özellikteki ilacın dağılımları etkileyebilen iyon tuzağı olayı, ilaç molekülünün daha fazla iyonize olabilecekleri alanda toplanma eğilimindedir. Örn; bazik ilaçlar, midenin asidik suyunda toplanma eğilimi gösterirler
Redistribüsyon (Yeniden dağılma)
Yüksek ölçüde lipofilik olan bazı ilaçlar önce çok kanlanan organlara dağılırlar ancak bir süre sonra daha az kanlanan yapılarda toplanırlar
Bu ilaçlar ilk dağılım kalıplarından farklı şekilde dağıldıkları için bu olaya redistribüsyon adı verilir
İlaçların etki yerlerinden uzaklaştırılmasına, dolayısıyla etkilerinin sona ermesine neden olur
Sekestrasyon
Bazı ilaçlar, çeşitli hücre içi ve hücre dışı yapılara sıkıca bağlanarak ya da aktif transport ile hücre içine alınarak buralarda depo edilmesine ve birikmesine denilmektedir
Sekestrasyonda ise, ilaçların dokular arasında eşit olmayan biçimde dağılmalarına neden olur
İlaçların dokularda depolanmaları, etkilerinin geç başlamasına ya da uzun sürmesine neden olabilmektedir
İlaçların santral sinir sistemine geçişi
SSS çok fazla kanlanan bir organdır
Ancak buna rağmen ilaç kan dokularını hızlıca geçip beyne ulaşamaz
Beyin kapillerinin permeabilitesi (geçirgenliği) diğer dokulardan farklı olması nedeniyle ilaçların geçişine izin vermez
SSS'de 3 adet bariyer bulunmaktadır: Kan-beyin, Kan-BOS, BOS-Beyin
Kan-Beyin bariyeri
Beyinde bulunan kapiller damarlar, ilaçların beyne geçişini sınırlayan bazı yapısal özelliklere sahiptirler
Kan beyin engeli yalnızca lipofilik ilaçların geçişine izin verir
SSS kapilleri endotel hücreleri arasında aralıklar bulunmamaktadır, bu da bariyer görevi görmektedir
Kan-BOS engeli
BOS, ventrikülleri omuriliğin ependimal kanalı ve beyin ile omuriliğin çevresindeki subaraknoid aralığı dolduran fizyolojik sıvıdır
Beyin ventrikülleri içerisinde bulunan ve BOS salgılayan yapılar, beyin kapillerine benzer şekilde yalnızca fazla lipofilik ilaçların geçişine izin verirler
İlaçların plasentadan fetüse geçişleri
Plasenta yarı geçirgen, fazla kanlanan, içerdiği enzimler nedeniyle ilaç metabolizmasında rol oynayan canlı bir dokudur
Lipitte kolay çözünür, iyonize olmamış ve küçük moleküllü ilaçlar plasentayı aşarak, fetüse ulaşabilirler
Teratojenik ilaçlar ise fetüste kalıcı toksik etkilerle deformitelere neden olabilirler
Gebelik süresince hekimin uygun gördüğü ilaçlar dışında ilaç kullanılması sakıncalıdır
Subsistence farming focuses on producing enough food to feed oneself and one's family, with little or no surplus for sale.
Biyotransformasyon
Vücuda alınan ilaçların, vücutta bulunan enzimler tarafından kimyasal değişikliklere uğratılması
Biyotransformasyona uğrayan ilaçlar genellikle daha az etkili ya da tamamen etkisiz bileşiklerdir