Farm

Cards (77)

  • ONDOKUZMAYIS ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ FARMAKOLOJİ ÖĞR. GÖR. BÜŞRA ÖZYÜREK
  • Farmakokinetik
    Organizmanın ilaca ne yaptığı ile ilgilenmektedir
  • İlacın organizmadan geçtiği evreler

    1. Absorpsiyon (Emilim)
    2. Dağılım
    3. Metabolizma
    4. Eliminasyon (atılım, itrah)
  • Absorpsiyon (Emilim)

    İlaç molekülünün kan dolaşımı yoluyla hedef organ ve dokulara ulaşıp, farmakolojik etki edebilmesi için öncelikle verildikleri bölgelerden absorbe edilmeleri gerekmektedir
  • Absorpsiyon hızı

    Birim zamanda absorbe edilen ilaç miktarı
  • Absorpsiyon hızını etkileyen faktörler

    • İlaç ile ilgili faktörler
    • Veriliş yolu ile ilgili faktörler
  • İlaç ile ilgili faktörler

    • Molekül Büyüklüğü
    • Lipofilite (Yağda çözünürlüğü)
    • Uygulanan farmasötik şeklin katı yada sıvı olması
    • İlacın yağda çözünürlüğü
    • Farmasötik formülasyonu
    • Uygulama yerindeki konsantrasyonu
    • İlaçların farmakolojik özellikleri
    • İyonizasyon derecesi
  • Veriliş yolu ile ilgili faktörler

    • Uygulama alanındaki kan akım hızı
    • Uygulama alanının genişliği ve geçirgenliği
    • Midenin boşalma süresi
    • Bağırsak motilitesi
  • Çok hızlı absorbe olan ilaçların toksik konsantrasyonlara ulaşma riski fazladır
  • Yavaş absorbe edilen ilaçlar ise etkili konsantrasyonlara ulaşamayabilirler
  • İlk geçişte eliminasyon (presistemik eliminasyon)

    İlaçlar mide-bağırsak mukozası ve özellikle de karaciğer hücreleri içinden geçerlerken buralardaki enzimler tarafından metabolize edilebilirler ve inaktif metabolitlere dönüştürülüp safraya atılabilirler
  • Enterohepatik Sirkülasyon

    Karaciğer hücreleri tarafından metabolize edilen ilaçların bir kısmı, safra içinde itrah edilir ve ince bağırsağa gelen ilaçlar yeniden emilip karaciğere tekrar gelerek yeniden sistemik dolaşıma geçerler
  • Biyoyararlanım
    Uygulanan ilaç miktarının sistemik dolaşıma geçen oranını yüzde olarak belirtmek üzere kullanılırlar
  • Biyolojik membranlardan geçiş

    • Pasif difüzyon
    • Kolaylaştırılmış difüzyon
    • Aktif taşıma
    • Pinositoz
    • Reseptör aracılı endositoz
  • Reseptör
    Hücrelerde belirli bir makromolekülün özel bir kısmını oluşturan ilaç veya endojen madde moleküllerini seçici olarak bağlayan noktadır
  • Taşınırlar
    Taşıma konsantrasyon yokuşuna karşı gerçekleştiği için enerji (ATP) kullanılır
  • Pinositoz
    1. Hücre içine taşınacak olan molekülün hücre membranının dış yüzeyine olan çukura yerleşmesi
    2. Çukurun çevresindeki membran tarafından sarılması ile oluşan keseciğin (pinosinaptik vezikül) membrandan koparak içerisindeki madde ile birlikte sitoplazmaya girmesi
  • Pinositoz
    Yüksek molekül ağırlıklı maddelerin hücre içine girmesinde rol oynar
  • Reseptör
    • Hücrelerde belirli bir makromolekülün özel bir kısmını oluşturan ilaç veya endojen madde moleküllerini seçici olarak bağlayan noktadır
    • İlaçların etkisinin başlamasına aracılık eder
    • İlacın reseptöre bağlanmasında molekül yapıları önemlidir
    • Bir anahtarın kilide uyması gibi bir uyum söz konusudur
  • Reseptör aracılı endositoz
    Hücre içine taşınacak olan molekülün, hücre membranı üzerinde bulunan özel çukurlarda kümelenmiş reseptörlere bağlanarak, bu reseptörler ile birlikte hücre içerisine girmesi
  • İlacın yağda çözünürlüğü

    • Genel kural olarak ilaç molekülleri ne kadar lipofilik (non-iyonize) durumda bulunurlarsa bağırsaklardan o kadar fazla absorbe olurlar
    • Midenin ilaç absorbsiyonuna katkısı yok denecek kadar azdır
    • Oral yolla alınan ilaçların suda çözünebilir tuz formlarına getirilmeleri ya da ilaç moleküllerinin partikül çapının azaltılması, ilacın dissolüsyonunu ve absorbsiyonunu arttırır
    • İlaçların başka moleküllerle kompleks oluşturmaları da absorbsiyon özelliklerini değiştirebilir
  • İlaçların dağılımı

    • Absorbe edilen ilaç molekülleri kan dolaşımına katılır ve plazmadan, zamanla dokularda hücreler arası (interstisyel) sıvı olmak üzere diğer vücut sıvılarına dağılırlar
    • Dağılım esas olarak pasif difüzyonla gerçekleşir
    • Dokular ve kan arasındaki ilaç konsantrasyon düzeyi bir dengeye kavuşuncaya kadar aralarındaki ilaç molekülü alışverişi devam eder
  • İlaçların dağıldığı fizyolojik sıvılar

    • Plazma
    • İnterstisyel sıvı kompartman
    • İnterselüler sıvı kompartman
  • Sanal dağılım hacmi

    İlaçların plazmaya göre diğer vücut sıvılarında ne oranda dağıldıklarını gösteren ölçüt
  • Plazma proteinlerine bağlanma

    • Kanda dağılan ilaç molekülleri, plazma proteinlerine ilacın özelliğine göre değişen oranda ve geri dönüşebilir şekilde bağlanırlar
    • Proteinlere bağlanma lipofilik ilaçların kanda taşınması için gereklidir
    • İlaçların bağlanma özelliği olan başlıca plazma proteinleri Albümin (asidik) ve Α1-asid glikoproteinleridir (bazik)
  • Albümin
    • İlaçların önemli bir kısmını, özellikle asidik ilaçların yüksek oranda bağlandığı plazma proteinleridir
    • İlaçlar, albüminin üzerinde bulunan bağlanma yerleri için birbirleri ile yarışabilirler
    • Kronik karaciğer hastalıkları, kronik böbrek yetmezliği ve ciddi beslenme bozukluklarında kandaki albümin miktarı azalabilir (hipoalbüminemi) ya da ilaçların albümine bağlanma özelliği bozulabilir
  • α1-asid glikoprotein
    • Genellikle bazik ilaç molekülleri bağlanmaktadır
    • Plazma düzeyi kişiler arasında farklılık gösterebilir
    • Ciddi inflamatuvar hastalıklar, kanser, organ nakli ve myokard infarktüsü gibi çeşitli durumlarda plazma düzeyi artar
  • Plazmadaki total ilaç derişimi

    Bağlı ilaç + Serbest ilaç fraksiyonu
  • Plazma proteinlerine bağlanmış halde bulunan ilaç molekülleri

    • Kandan dokulara geçemezler
    • İlacın yalnızca serbest fraksiyonu pasif difüzyon ile kapillerden çıkarak interstisyel sıvıya geçebilirler
    • İlacın etkinliğini belirleyen, plazmadaki total ilaç konsantrasyonu değil, ilacın serbest fraksiyonunun konsantrasyonudur
    • Bağlı olan kısım ilaç deposu olarak görev yapar
    • İlacın etkinliği, serbest ilaç fraksiyonunun konsantrasyonuna bağlıdır
  • İlacın dağılma hızı

    • Pasif difüzyona uygun lipofilik, non-iyonize ve küçük moleküllü ilaçların dağılım hızları yüksektir
    • Dokudan geçen kan akımının hızı arttıkça dağılım hızı da artar
    • İlacın kalp, akciğer, böbrekler, karaciğer gibi çok kanlanan organlara geçişi hızlı; yağ dokusu, cilt, kemikler ve iskelet kası gibi yavaş kanlananlara geçişi ise yavaş olur
    • İlacın dağılım hızı dokunun ekstraksiyon (ayrılma) kapasitesi ile ilişkilidir. Ekstraksiyon kapasitesi arttıkça dağılım hızı artar
    • Plazma proteinlerine bağlanma kandan dokulara geçişi azaltan etkendir
  • İyon tuzağı

    Zayıf asit veya zayıf baz özellikteki ilacın dağılımları etkileyebilen iyon tuzağı olayı, ilaç molekülünün daha fazla iyonize olabilecekleri alanda toplanma eğilimindedir. Örn; bazik ilaçlar, midenin asidik suyunda toplanma eğilimi gösterirler
  • Redistribüsyon (Yeniden dağılma)

    • Yüksek ölçüde lipofilik olan bazı ilaçlar önce çok kanlanan organlara dağılırlar ancak bir süre sonra daha az kanlanan yapılarda toplanırlar
    • Bu ilaçlar ilk dağılım kalıplarından farklı şekilde dağıldıkları için bu olaya redistribüsyon adı verilir
    • İlaçların etki yerlerinden uzaklaştırılmasına, dolayısıyla etkilerinin sona ermesine neden olur
  • Sekestrasyon
    • Bazı ilaçlar, çeşitli hücre içi ve hücre dışı yapılara sıkıca bağlanarak ya da aktif transport ile hücre içine alınarak buralarda depo edilmesine ve birikmesine denilmektedir
    • Sekestrasyonda ise, ilaçların dokular arasında eşit olmayan biçimde dağılmalarına neden olur
    • İlaçların dokularda depolanmaları, etkilerinin geç başlamasına ya da uzun sürmesine neden olabilmektedir
  • İlaçların santral sinir sistemine geçişi

    • SSS çok fazla kanlanan bir organdır
    • Ancak buna rağmen ilaç kan dokularını hızlıca geçip beyne ulaşamaz
    • Beyin kapillerinin permeabilitesi (geçirgenliği) diğer dokulardan farklı olması nedeniyle ilaçların geçişine izin vermez
    • SSS'de 3 adet bariyer bulunmaktadır: Kan-beyin, Kan-BOS, BOS-Beyin
  • Kan-Beyin bariyeri

    • Beyinde bulunan kapiller damarlar, ilaçların beyne geçişini sınırlayan bazı yapısal özelliklere sahiptirler
    • Kan beyin engeli yalnızca lipofilik ilaçların geçişine izin verir
    • SSS kapilleri endotel hücreleri arasında aralıklar bulunmamaktadır, bu da bariyer görevi görmektedir
  • Kan-BOS engeli

    • BOS, ventrikülleri omuriliğin ependimal kanalı ve beyin ile omuriliğin çevresindeki subaraknoid aralığı dolduran fizyolojik sıvıdır
    • Beyin ventrikülleri içerisinde bulunan ve BOS salgılayan yapılar, beyin kapillerine benzer şekilde yalnızca fazla lipofilik ilaçların geçişine izin verirler
  • İlaçların plasentadan fetüse geçişleri

    • Plasenta yarı geçirgen, fazla kanlanan, içerdiği enzimler nedeniyle ilaç metabolizmasında rol oynayan canlı bir dokudur
    • Lipitte kolay çözünür, iyonize olmamış ve küçük moleküllü ilaçlar plasentayı aşarak, fetüse ulaşabilirler
    • Teratojenik ilaçlar ise fetüste kalıcı toksik etkilerle deformitelere neden olabilirler
    • Gebelik süresince hekimin uygun gördüğü ilaçlar dışında ilaç kullanılması sakıncalıdır
  • Subsistence farming focuses on producing enough food to feed oneself and one's family, with little or no surplus for sale.
  • Biyotransformasyon
    Vücuda alınan ilaçların, vücutta bulunan enzimler tarafından kimyasal değişikliklere uğratılması
  • Biyotransformasyona uğrayan ilaçlar genellikle daha az etkili ya da tamamen etkisiz bileşiklerdir